Şarap gibiymiş gönül, yıllandıkça tadı güzelleşirmiş, alkolü keskinleşir çarptı mı fena çarparmış…
Sevdiği zaman yoğurt gibiymiş, zamanında tüketilmediğinde bozulurmuş, ekşir çöpe gidermiş,
mayası kalırmış kalpte yeniden uyutulmaya…
Dünya’ya aitmiş gönül, herşey gibi organik…
Niyeti neyse onu yaşarmış,
niyeti bozuk olanların mayası da bozuk olurmuş…
Zor büyürmüş, acı çekermiş, bilmediği bir derya ders karşısında…
Dengi dengine çalarmış gönül…
Baştan koktumu balık gibi zehirlermiş, ne yapsak nafile…
İnatçıymış yinede, nuh der peygamber demezmiş!
Ne kadar yıllansa boşmuş… hep bildiğini okurmuş…
Ne kadar yazsak boşmuş… sonunda onun dediği olurmuş…
Bildi mi emin,
Seçti mi köpek,
Geçti mi kelebek olurmuş…
O bilir O seçer O geçermiş…
Tanrının en güzel hediyelerinden biriymiş Gönül
Değerini bilip anlayana…
Cehennemin ruhsal işkencesiymiş bu dünyada…
Gönlünü tanımayıp, gönülleri anlamayana…
anlamak için sevmek,
kazanmak için yürek,
kaybetmek için mantık yetermiş…
Leave a Reply